Oportünist Şempanzeler
Evrim sürecinin “organizmanın uyum sağlama ihtiyacından doğduğu” iddiası bence yetersiz bir varsayım. İnsan dediğimiz bu primat, besin zincirinde olmamasına rağmen nasıl oldu da yaşayabildi ve insan zihni neden, niçin “bilişsel devrimler” yaşadı? Dili, yazıyı, matematiği, müziği buldu, uzaya gitti, tüm bunlar doğaya uyum için değildi, o kadarıyla kalsa goriller bizden daha uyumlu yaşayan organizmalar olduğu için evrimimiz gorillerin seviyesinde kalırdı. Oysa insan “devrimci” bir varlıktır, bu dünyaya rağmen yaşama tutunmuş, uygarlık kurmuştur, doğa bizden bunu istemedi ama inatla ve ısrarla yapmaya devam etmişiz. Bu nedenle doğaya rağmen yapıp ettiğimiz her şeye “kültür” diyoruz.
Bozulan ve yozlaşan ortama uyum sağlayıp bozulmak ve geriye evrimleşmek yerine, insanın bu durumu değiştirme “iradesine” sahip devrimci bir aklı olmasaydı, uygarlık mevcut olamazdı ya da yerinde sayardı. Kültür ve uygarlık, devrimci zekâlar sayesinde evrimleşerek sonsuz bir ivme kazandı. Bu uğurda canını hiçe sayan Sokrates’ten Giardona Bruno’ya değin yanan nice uygarlık ateşlerini biliyorsunuz. Dünyada doğrunun ve haklının egemen olması için savaşanlar bilişsel evrimimizi sürdürenlerdir.
Ancak kimi organizmaların yozlaşan koşullara uyum sağlamak ve gündelik menfaatler elde etmek adına geriye doğru evrimleşerek bozulduğunu görüyoruz. Bunlar devrimci Homo Sapiens Sapiens değil, oportünist şempanzelerdir.